Finansal Kontrolden Toplam Şirket Performans Yönetimine...
STS Bilişim/Jedox sponsorluğunda sürdürdüğümüz “CFO Gözüyle” yazı dizimizin bu bölümünde konuğumuz Selçuklu Holding Grup CFO’ su Özkan Atila’yı ağırlıyoruz.
Uluslararası ticarette rekabetin inanılmaz şekilde artışı, firmaları faaliyet gösterdikleri alanlarda daha teknolojik ve verimli alanlara yatırım yapmaya teşvik etmektedir.
Bu süreçte stratejik kararların en kritik aşaması olan yatırımlarda planlamadan tamamlanma sürecine kadar geçen her aşama değer katan bir faaliyet içermelidir.
Her aşaması şirket için stratejik bir değere sahip yatırımlarda CFO’ nun yetkinlikleri şirketlerin başarısında en büyük faktörlerden biridir. Özkan Bey, Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı ile başlayan kariyeri ile çok değerli hizmetler sunmuş ve sunmaya devam etmektedir.
Bu önemli konu hakkında görüşlerini almak üzere şimdi sözü Özkan Bey’ e bırakıyoruz.
Lisede gördüğümüz; muhasebe, vergi, hukuk, ekonomi gibi bir çok mesleki ders sayesinde, mali işlerin her alanıyla çok erken tanıştım.1996 yılında Ankara Maliye Okulu’ndan mezun olduktan sonra, 2000 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdim.
Üniversite sonrası kariyerime, 2001 yılında Maliye Bakanlığı’nda Hesap Uzmanı olarak başladım. Bir dönem Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde Mükellef Hizmetleri Grup Başkanlığı görevinde bulundum. Maliye Bakanlığı’nda görevim devam ederken 2009-2011 yıllarında University of Illinois at Chicago (UIC)’da Ekonomi üzerine yüksek lisans yaptım.
Amerika’dan döndükten sonra; yurtdışı banka, faktöring ve varlık yönetimi dahil ağırlıklı olarak finans sektöründe faaliyet gösteren Altınhas Holding’de 8 yıl kadar Mali İşler Grup Başkanlığı, Yönetim Kurulu Üyeliği ve Kredi Komitesi Üyeliği görevlerinde bulunarak başta Finans alanında olmak üzere Bütçe & Raporlama, Mali Analiz, Şirket Yeniden Yapılanmaları ve M&A konularında farklı tecrübeler kazandım. Aynı dönemde 4 yıl kadar Denetim Grup Başkanlığı’na vekalet ederek holding bünyesinde İç Denetim sisteminin kuruluşunu sağladım. Bir yılı aşkın bir süredir, Selçuklu Holding’de Mali İşler Grup Başkanı (CFO) olarak görev yapıyorum.
Başta vergi ve muhasebe alanı olmak üzere farklı konularda yazılmış, 100’e yakın makale ile Finansal Kiralama İşlemleri ve Kurumlar Vergisinin Entegrasyonu adlı yayımlanmış iki ayrı kitabım bulunmaktadır. Aynı zamanda Yeminli Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi unvanlarımın yanı sıra , SPK Düzey 3, Kurumsal Yönetim ve Türev Ürünler lisanslarım bulunmaktadır.
Selçuklu Holding bugün; ilaç, mutfak eşyaları, nitelikli alüminyum, inşaat, matbaa ve ambalaj gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren sekiz şirketi bünyesinde barındıran sanayici bir gruptur. Gruptaki ana şirketlerimizi kısaca tanıtacak olursam:
İLKO İLAÇ firmamız, Ana dolu’da yapılan en büyük ilaç üretim tesisleri yatırımına sahiptir. Tesis kapasitesi, senede 120 milyon kutuya ulaşma altyapısındadır. Türkiye’de ilk ve tek olan üretim teknolojilerine sahiptir. (Cor-In Tablet ve MUPS teknolojileri). İLKO İlaç, kardiyoloji, merkezi sinir sistemi, nadir hastalıklar ve akut ürünler başta olmak üzere bütün majör tedavi alanlarını kapsayan geniş bir ürün portföyüne sahiptir. Yanı sıra biyoteknoloji ve tüketici sağlığı (Wellcare markası ile) alanlarında faaliyet göstermektedir. Şirketin Ar-Ge çalışmaları, iki ayrı merkezde yürütülmektedir;
İlko Argem Biyoteknoloji Merkezi, Türkiye’nin ilk biyoteknoloji Ar-Ge merkezidir.
İLKO İLAÇ; biyoteknolojik ilaç geliştirmek üzere Sabancı ve Hacettepe Üniversiteleri ile ortak projeler yürütmektedir.
İLKOGEN, ise Türkiye’nin ilk biyoteknoloji şirketidir. İlkogen, Güney Kore menşeili biyoteknoloji firması Genexine ile ortak kurulmuştur.
MEHTAP MUTFAK EŞYALARI, Türkiye’nin yarım asrı geride bırakan markasıdır. 1960 yılında sektöre giren Mehtap, Türkiye’de ilk defa Teflon kaplı ürünlerin üretimine başlamıştır. Mutfak eşyaları sektöründe ilklerin öncüsü olan Mehtap, Teflon kaplı ürünler yanında, emaye ve çelik ürünlerin üretiminde de öncülük yapmıştır. Ayrıca Chemours Teflon’un Türkiye’de lisanslı ilk kullanıcısı ve Avrupa’daki en büyük teflon lisansörüdür.
Bugün sahip olduğu sistemlerle teflon kaplama çeşidinin her türlüsünü yapabilecek duruma ulaşan Mehtap, bu sistemlerle birlikte kendisinin geliştirdiği multi-micron teknolojisi ile ürünlerinin kalite ve güvenilirliğini en üst seviyeye çıkarmıştır.
Yoğun Ar-Ge faaliyetleri yürüten ve kendi tasarladığı makinelerle üretim yapan Mehtap’ın sahip olduğu Üretim Tesisi, örnek gösterilen ve dünyanın sayılı tesislerinden biridir. Mehtap, sektörünün ihracat şampiyonudur.
ALMESAN ALÜMİNYUM, nitelikli alüminyum üretmektedir. Türkiye’de ilk olarak Hazelett döküm ve devamında In_Line olarak tandem sıcak hadde teknolojisiyle sıcak rulo üretimi yapmaktadır.
ALMESAN ALÜMİNYUM, mutfak sektörünün yanı sıra otomotiv, marin, havacılık, elektronik, ulaştırma sektörlerinde kullanılan hammadde tedarikini sağlamaktadır.
ALMESAN ALÜMİNYUM’un hedefi, alüminyumun yarı mamul ve bitmiş ürün olarak kullanıldığı her sektöre en yüksek katkıyı sağlamaktır. Alaşımlı disk ve pul üretiminde liderdir. Bulunduğumuz coğrafyada nitelikli alüminyum üretimi yapan tek tesistir.
SENTEZ GRUP AMBALAJ, eksiksiz arıtım ve geri dönüşüm sahaları, 55.000 m2’ye sahip kapalı alanı, kullandığı gelişmiş teknoloji ile Avrupa’nın en büyük ambalaj üreticilerinden, dünya pazarının da güçlü oyuncularından biridir.
Türkiye’nin en büyük entegre üretim tesisi olan SENTEZ GRUP; 13 ayrı parkurda ofset, gravür, flekso baskı sistemlerinin yanı sıra bardak ve kornet üretme kabiliyetine sahiptir. Sektördeki öncü ve lider konumunun verdiği sorumluluk ile önemli Ar-Ge yatırımları yapmakta ve bugünden geleceğin ambalaj ihtiyaçlarına çözümler üretme hedefiyle çalışmaktadır.
SELİN YAPI, 2003 yılından bu yana Selçuklu Holding bünyesindeki endüstriyel tesislerin yanı sıra nitelikli konut ve AVM gibi farklı projeleri de hayata geçirmektedir.
Faaliyet gösterdiğimiz alanlar, sağlık ve üretim sektörleri olduğu için, geçtiğimiz dönemlerde çalışmalarımıza kesintisiz olarak devam ettik. Öncelikle herkes gibi pandemi sürecinde en önemli gündem konumuz tabi ki sağlık oldu. Her şeyden önemlisi bu süreci tüm çalışanlarımız ve aileleri ile beraber sağlıklı bir şekilde atlatmak ortak amacımız.
İş hayatı açısından bakacak olursam; yaşanan risklerin daha etkin yönetimi, iş modellerinin pandemi koşulları ile dijital dönüşüm süreçlerine uyumu, gerek yerel gerekse global mevzuat değişimlerine adaptasyon ve ekonomide yaşanan değişimler gibi birçok konu gündemimizde yer aldı.
Sanayici bir grup olarak, tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıklar ve başta alüminyum ile kâğıt olmak üzere dünyada artan hammadde fiyatları bir başka gündem maddemiz.
Bu süreç bizim açımızdan, Selçuklu Holding bünyesinde Mali İşler Grup Başkanlığı’nın yeniden yapılandırılmasını da kapsayan köklü değişimleri beraberinde getirdi. Mevcut birimlerimizin iş süreçlerini tekrar gözden geçirerek yeniden tasarladık. Grubun ihtiyaçlarına uygun ilave birimler oluşturduk. Bu noktada, grup bünyesinde koordinasyonun etkin bir şekilde sağlanması ve uzmanlaşma önceliğimizdi.
Grupta yer alan farklı sektörlerdeki şirketleri incelediğinizde de göreceğiniz üzere, yenilikçi düşünceleri yatırıma çevirerek değer yaratmak, grubumuzun temel çalışma modelidir. Bu nedenle hem mevcut hem de yeni yapılacak yatırımlar gündemimizin daima ilk sıralarında yer almaktadır.
Yatırımlara ilişkin fizibilitelerin hazırlanmasından, uygun finansman modelinin belirlenip sağlanmasına ve yatırımın takibine kadar biz CFO’ların önemli fonksiyonları bulunmaktadır. Başta yatırımlar olmak üzere yürütülen faaliyetlerde önemli bir unsur da sağlanan teşvikler olmaktadır.
Ülkemizde maalesef teşvik mevzuatı çok dağınık, genel ve özel farklı düzenlemelere tabi olup farklı kuruluşlarca yürütülmektedir. Birçok şirkette olduğu gibi bizde de daha önce, muhasebe birimleri ve teşvik danışmanları ile yürütülen teşvik uygulamaları, 2021 yılı başında mali işler grup başkanlığı bünyesinde kurulan ayrı bir birim tarafından sürdürülmeye başlandı.
Bu konuda uzmanlaşma sağlanarak, söz konusu uygulamaların proaktif bir anlayışla yönetilmesi hedeflendi. Böylelikle bu alandaki gelişmelerden, düzenlemelerden yönetimlerimiz daha hızlı bilgi sahibi olarak, alınacak kararlar üzerinde yönlendirici bir etki yapması ve teşviklerden etkin bir şekilde faydalanılması sağlanmaya çalışıldı. Bu değişim; söz konusu iş sürecini bürokratik işlemlerin yürütüldüğü bir anlayıştan çıkartıp, ticari bakış açısıyla katma değer yaratan bir iş birimine dönüşümünü de sağladı.
Hali hazırda grup bünyesinde çeşitli teşvik uygulamaları yürütülüyor. Genel ve bölgesel teşvik uygulamaları çerçevesinde yapılmış ve yapılmakta olan yatırımlarımız söz konusu.
İlko ilaç firmamıza ait Hacettepe Teknokent bünyesinde bulunan İlko Argem Ar-Ge merkezimiz, 5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Kanunu kapsamında faaliyetlerini sürdürmektedir.
Yine Teknopark İstanbul bünyesinde bulunan ve Türkiye’nin ilk biyoteknolojik Ar-Ge Merkezi olma özelliğine sahip İLKO ARGEM Biyoteknoloji Ar-Ge merkezimiz, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Böl geleri Kanunu kapsamında sağlanan teşvik ve desteklerden faydalanmaktadır.
Ayrıca, TÜBİTAK tarafından yürütülen TEYDEB (Teknolojik Yenilik Destekleme Programları) ve ARDEB (Araştırma Destekleme Programları) kapsamında 6 ArGe projemiz, proje bazlı olarak devam etmektedir.
Bunların yanı sıra; ihracata yönelik teşvikler kapsamında; dâhilde işleme izin belgesi, Ticaret Bakanlığınca sağlanan yurt dışı fuar katılımı, pazar araştırması, yurtdışı marka desteği, kalite belgesi desteği gibi destekler takip edilmektedir.
Özellikle pandemi döneminde farklı düzenlemeler ile gündeme gelen, istihdama yönelik çeşitli teşvikler de diğer bir uygulama başlığımızdır.
Teşvik uygulamaları birimimiz sayesinde hali hazırda uygulanan birçok düzenlemeden daha etkin bir şekilde yararlanmanın yanı sıra farklı uygulamaları da gündemimize alma imkânına kavuştuk.
Bugün gündemimizde olan ve önem verdiğimiz diğer bir program, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen ‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’dır.
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi’ programı, Ar-Ge harcamalarını da kapsayan hedef odaklı, seçici bir teşvik programıdır. Programın ana hedefi, ithalata olan bağımlılığın azaltılarak ülkemiz için önem arz eden ve ekonomiye katkı sağlayacak ürünlere ilişkin üretim kapasitesinin artırılmasıdır.
Program kapsamında; 11. Kalkınma Planında belirlenen orta-yüksek ve yüksek teknoloji seviyesindeki odak sektörlerden, kimya, eczacılık, tıbbi cihaz, bilgisayar-elektronik optik, elektrikli teçhizat, ulaşım araçları ve makinenin dâhil olduğu 7 sektör ile bu sektörlerin gelişimi için önemi olan diğer sektörlerden 1000’e yakın ürün ve yenilikçi alan listesi belirlenmiş olup, söz konusu ürün listesindeki ürünlerin üretimini amaçlayan yatırımlar programdan yararlanabilmektedir.
Program çerçevesinde; TÜBİTAK Ar-Ge desteği, KOSGEB KOBİ desteği, stratejik yatırım desteği ve proje bazlı yatırım destekleri sağlanmaktadır. Söz konusu desteklerden Ar-Ge destekleri; belirlenen AR-Ge harcamalarında Kobiler için %75, diğer firmalar için %60’ının hibe şeklinde sağlanması şeklindedir. Stratejik yatırım desteği ve proje bazlı yatırım destekleri ise aşağıdaki tabloda yer aldığı gibi, oldukça çeşitlilik göstermektedir.
Söz konusu desteklerden Stratejik Yatırımlara ilişkin olanlar, tabloda sunulan süre ve oranlarda sağlanırken, proje bazlı olanlar Bakanlıkça belirlenen oran ve sürelerde sağlanacaktır.
Programdan yararlanmak için, toplam proje büyüklüğü (Ar-Ge ve yatırım harcamalarının toplam tutarı) 10 milyon TL ve üzerinde olmalıdır.
Tüm program kapsamındaki yatırımlar için Stratejik Teşvik, 50 Milyon TL ve üzeri yatırımlar için Proje Bazlı Teşvik imkânı bulunmaktadır.
Programa başvurmak için ülkemizde yerleşik sermaye şirketi olmak yeterli olup, programa belirlenen sektörlerde yapılan çağrılar üzerine başvurulmaktadır. Teşvik edilecek projeler, yaklaşık 140 gün sürecek bir takım süreçlerden ve belirlenen kriterlere göre yapılacak değerlendirmelerden sonra belirlenmektedir.
2021 yılı içerisinde Mobilite (30 Nisan 2021), Üretimde Yapısal Dönüşüm (23 Haziran 2021), Sağlık ve Kimya Ürünleri (10 Ağustos 2021) ve son olarak Dijital Dönüşüm Çağrıları (30 Eylül 2021) yapılmıştır.
Bu kapsamda, grup bünyesindeki firmalarımızla; yenilikçi ilaç geliştirme ve biyoteknolojik ilaçlara ilişkin 2 projenin yanı sıra, ileri teknoloji ile elde edilecek ince alüminyum ürün üretimine yönelik 1 proje olmak üzere 3 farklı yatırım projemizle Hamle programına başvurmuş durumdayız.
Sonuç olarak, ekonomik yapısal dönüşümümüz açısından önemli olduğunu düşündüğüm mevcut programın başarılı bir şekilde yürütülüp, sonraki dönemlerde de bu tür hedef odaklı seçici programların daha da gelişerek süreklilik kazanması, önem arz etmektedir.
Katkılarından dolayı Özkan Bey’e teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Yatırımların önemli bir parçası olan teşvikler şirketlere nefes aldıran en önemli likidite aracı olmaya devam edecektir.