Finansal Kontrolden Toplam Şirket Performans Yönetimine...
STS Bilişim/Jedox sponsorluğunda sürdürdüğümüz “CFO Gözüyle” yazı dizimizin bu bölümünde konuğumuz Microsoft MEA Bölgesi Finansal Planlama ve Analiz Direktörü Müge Çelebi Özdemir.
Covid19 ve dijitalleşmenin hayatımızda neler değiştireceğini konuşmaya devam ediyoruz. Bugünkü konuğumuz Müge Hanım çalıştığı firmanın misyonu ile dijitalleşmenin tam da merkezinde olması sebebi ile bundan sonra iş hayatının nereye evrileceği konusunda değerli ip uçları veriyor.
Dijitalleşme ile iş yapış şekillerimiz nasıl değişiyor?
Yapay zekanın desteklediği uygulamaların çalışma modelleri üzerine yansımaları, barındırdığı riskler…
Hibrit sistemin gerektirdiği yetkinler, liderlik özellikleri, alışık olduğumuz iletişim şekilleri, önceliklerimiz…
Altyapımız bu değişimi yönetmeye yeterli mi…
Müge Hanım görüşlerini ve Microsoft’ un çözüm önerilerini bizimle paylaştı…
İstanbul Erkek Lisesi’ni 1999 yılında tamamladım. Ardından Boğaziçi Universite’si Ekonomi Bolumu’nden mezun oldum .2015 yılından beri Microsoft’ta çalışmaktayım, su anda MEA bölgesinde Finansal Planlama ve Analiz direktörü görevini yürütmekteyim. Daha önce sırayla Microsoft ‘ta MEA bölgesinde Türkiye ,Israil ve MEA HQ dan sorumlu İç kontrol Grup Finans Müdürü ve Kurumsal Müşteriler ve Kamu Sektörü Finansal Kontroller ve Microsoft Türkiye CFO luk görevlerini yürüttüm. İş hayatına 2004 yılında L’oreal de Finans Yönetici Adayı olarak başladım ,L’orealde 12 sene boyunca finans ,operasyon ve iç kontrol süreçleri ve projeler alanında deneyimler kazandım.
Microsoft, geçtiğimiz bir yıl içinde 160 bin çalışanını uzaktan çalışmaya geçirdi; 25 bin yeni çalışanı tamamen çevrimiçi yöntemlerle işe aldı Work Trend Index’den elde edilen sonuçlara göre, Microsoft çalışanlarının %90’ı “işe dahil edildiğini” hissettiğini belirtti.
Güncel Teams rakamlarına baktığımızda; Türkiye’de kurumsal müşterilerde yaklaşık 350 bin aktif kullanıcı; eğitimde de yaklaşık 850 bin kullanıcı olduğunu görüyoruz. Toplamda 1.2 milyona yakın aktif Teams kullanıcısı bulunuyor.
Çok kanallı erişim fırsatları, birbiriyle bağlantılı saha operasyonları ve sanal asistan uygulamaları gibi yeni yöntemlerle müşteri bağlılığını arttırıyoruz. Örneğin LC Waikiki gibi büyük perakende kurumları bugün Teams uygulamasını kullanarak, saha, mağaza ve genel merkez arasında müşteri memnuniyetini artıracak çalışmalarıyla fark yaratıyorlar.
Yapay zekayı ve dijital ikizleri kullanarak uzaktan yönetilebilen, daha akıllı ve çevik fabrikalar kurulmasına katkı sağlıyoruz. Örneğin Arçelik, dijital dönüşüm yolculuğunda Microsoft Teams, PowerApps ve Microsoft Dynamics Finance & Operations ve Microsoft Bot Framework’ün sunduğu çözümlerden faydalanarak operasyonel süreçlerini hızlandırırken, aynı zamanda verimliliğini de yükseltiyor.
Hibrit çalışma düzeninde çalışana sadece ürün ve servislerle değil, psikolojik anlamda da destek olmak bizim son derece önem verdiğimiz bir konu. Bu doğrultuda Microsoft’un pandemi sürecinde lansmanını yaptığı ya da güncellediği uygulamalar arasında Viva ön plana çıkıyor.
Microsoft Viva, ekiplerin ve onları oluşturan bireylerin aralarındaki iletişimi, sahip oldukları bilgileri, eriştikleri kaynakları, aldıkları eğitimleri ve sahip oldukları öngörüleri, nerede olurla olsunlar Microsoft 365 uygulamalarının gücü ile, Microsoft Teams üzerinde birleştiren, dijital çağın ilk çalışan deneyimi platformu.
Araştırmalar çalışanların fiziksel ve zihinsel sağlığı için zaman ayırabildiklerinde, çalıştıkları kurum ile ilgili haberdar durumda olduklarında ve kişisel gelişimleri için eğitimlere her zaman ulaşabildiklerinde çok daha mutlu ve üretken olduklarını gösteriyor. Tüm bu ihtiyaçları karşılamak üzere geliştirilen Microsoft Viva şu anda 4 uygulama içeriyor.
Uygulamaların ilki Viva Connections şirketinizin ismini taşıyan ve çalışan deneyimine geçiş kapısı olan bir Teams uygulaması. Microsoft Sharepoint ve Yammer çözümleri üzerine inşa edilen Connections, farklı şirket içi rollere göre özelleştirilebilen; kişiselleştirilmiş haberleri, iletişimi, görevleri kişileri ve kaynakları tek bir noktada toplayan; masaüstü ve mobil cihazlardan erişilebilen bir uygulama. Connections ile yöneticiler çalışanları ile iletişimi ve etkileşimi sağlayabildiği gibi, çalışanlar da ihtiyaç duydukları araçlara ve kaynaklara tek bir yerden kolayca erişebiliyorlar.
İkinci uygulama, Viva Insights. Workplace analytics, MyAnalytics ve Glint gibi çalışan analitiği uygulamalarını Teams ortamında bir araya getiriyor. Böylelikle çalışanlar üretkenlikleri ve iş-özel yaşam dengeleri ile ilgili uygulanabilir önerilere erişebiliyorlar. Yöneticiler de organizasyonla ve takımlar arası etkileşimle ilgili üretkenliği arttıracak öngörülere sahip olabiliyorlar.
Üçüncü uygulama, Viva Topics, kurum içerisinde bulunan tüm bilgiyi ve uzmanlığı yapay zeka ile analiz ederek, çalışanların önüne topic card’lar vasıtasıyla sunuyor. Bu sayede çalışanlar bilgiyi ve uzmanlığı aramak ve erişmek için kaybettikleri zamanı geri kazanıyor.
Viva Learning ise, kurumsal eğitimi yapay zeka ile özelleştirerek çalışanlar için gündelik yaşamın bir parçası haline getiren bir eğitim merkezi. Microsoft Learn, Linkedin Learning ve daha birçok eğitim kaynağından içerikleri alıyor ve varsa kurumun kendi eğitim içeriği ile Teams üzerinde birleştiriyor. Yöneticiler de eğitim atama, takip ve raporlama süreçlerini gerçekleştirebiliyorlar.
Koronavirüs pandemisinin ardından CFO’lar, Covid-19 sonrası sularda gezinmelerine yardımcı olacak bir araç cephaneliğine ihtiyaç duyuyorlar . Teknoloji yatırımı, toparlanma sürecinin merkezinde oldu . Finans departmanları , hizmet sunumunu hızlandırmak, doğru yetenekleri çekmek ve elde tutmak, yaratıcılığı artırmak için kesintisiz iş birliği ve iletişim sağlamak ve bilgiyi bulmak ve analiz etmek ve işletmeye veri sağlamak için yapay zeka destekli hizmetleri benimsemek için çevik ve yenilikçi olması gerekiyor ve bu unsurlar, CFO’lar için “sonraki normale” geçerken kritik rol oynuyor.
Veriler, CFO’lar için yeni Stratejik Varlıktır. Veri miktarı Dünya’da her yıl ikiye katlanıyor ve müşterilerimizin birçoğu henüz “gerçeğin tek kaynağını” oluşturmadı.
İşler her geçen gün daha karmaşık hale geliyor, eski iş modelleri için geliştirilmiş eski araçlara sahip olmak yardımcı olmuyor. Sürekli değişken ve belirsizlik ortamında giderek artan data ile basa çıkıp datayı doğru kullanıp geleceğe yönelik doğru tahminleri yapmak birçok sektörün ortak önceliği.
Makine öğrenimi, büyük veri analizi gibi akıllı teknolojiler ve hibrit bulut bilişimin esnekliği yardımcı olabilir. Teknolojinin yardımıyla, kuruluşlar çevik hale gelebilir ve eğilimleri hızlı bir şekilde öngörmek ve yanıtlamak için buluta öncelik veren bir altyapı ve tahmine dayalı modelleme ile desteklenen benzeri görülmemiş verilere erişebilir.
Dünya büyüdükçe yeni iş riskleri ve tehditler ortaya çıkıyor, daha fazla düzenlemeye ihtiyaç var. Manuel süreçlere güvenemez hale geliyoruz , riskleri azaltmamıza proaktif olarak yardımcı olmak için araçlarımızı geliştirmemiz gerekiyor.
Regülasyonlar, jeopolitik durumlar ,Pazar dinamikleri siber ataklar gibi birçok Dış faktörler ile beraber finans yöneticileri her gecen gün yeni ve artan risklere karsı dikkatli olmaları gerekiyor.
Modern finansta bizler daha otomatize ve merkezileştirilmiş ve Standard hale getirilmiş süreçleri gelişen araçlarla sahip olabiliyoruz. Böylece hem maliyetlerimizi azaltıp daha az hata ile daha kaliteli ve daha hızlı süreceler elde edebiliyoruz.
Pandemiyle birlikte ofisin görevinin ve tanımının net bir şekilde değiştiğini söyleyebiliriz. Pandemi tamamen sona erdikten sonra da yüzde yüz fiziki değil; yine hibrit bir çalışma modelinde devam edileceğini öngörüyoruz.
Microsoft olarak biliyoruz ki gelecek hibrit çalışmada. Kuruluşların nasıl, ne zaman ve nerede çalıştığımız konusunda geleneksel zaman ve mekan kavramlarını yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. İleriye dönük olarak her kuruluşun hibrit çalışma için yeni bir işletim modeline ihtiyacı olacak.
En azından her gün 8 saat, 9’dan 5’e süren iş günü modelinin artık geçmişte kaldığı konusunda fikir birliğine varılmış gözüküyor. Bu süreçte her organizasyonun yeni politikalara, yeniden tasarlanmış fiziksel alanlara ve hepsini bir araya getiren teknolojilere ihtiyacı olacak. Peki bunun için ne yapmamız gerek?
i. Politikaların çalışanları maksimum esneklik için güçlendirmesini sağlayın: Kimler uzaktan çalışabilecek? Kimlerin ofise gelmesi gerekecek ve ne kadar süreyle? İnsanlar odaklanmış bir iş yaptıklarında, bunu nerede yapacaklar? Peki ya ortak çalışma nasıl olacak?
ii. Fiziksel alanlarınızı yeniden hayal edin: Biz sosyal canlılarız ve bir araya gelmek, fikirleri birbirimizle paylaşmak ve yüz yüze etkinliklerin enerjisini deneyimlemek istiyoruz. İleriye dönük olarak, ofis alanının fiziksel ve dijital dünyalar arasında köprü kurması ve her ekibin ve belirli rollerin benzersiz ihtiyaçlarını karşılaması gerekiyor.
iii. İnsanları her yerde ve her zaman birbirine bağlayan teknolojiye yatırım yapın: Salgın her yerde insanları uzaktan çalışmaya zorlarken, video konferans insanların bağlantı kurmak ve işi sürdürmek için kullandığı başlıca araçtı. Aylar içinde, insanlar Covid-19 öncesine kıyasla yüzde 55 daha fazla dijital toplantıya katıldı ve hepimiz bununla ilgili stres ve tükenmişliği fark ettik. Video konferans her zaman önemli olacaktır ancak bu yalnızca bir araçtır ve hibrit çalışmayı desteklemek için gereken iletişim ve iş birliği altyapısını sağlamaz.
Tabii ki hibrit çalışmanın kurumları zorladığı alanlar da var. Bu noktada ekiplerin dijital ortamda yönetiminin kolaylaşması ve ofislerin fiziksel anlamda hibrit çalışmaya hazır hale getirilmesi için geliştirilen yeni ürünler de mevcut.
Birçok organizasyon, çalışanların özel hayatlarına uzaktan çalışmaya ayırdıkları vakti dengelemeye çalıştıkları bu döneme hazırlıksız yakalandılar. Her ne kadar hibrit çalışmayı şu an için ideal çalışma modeli olarak görsek de, zor tarafları da var. Örneğin uzaktan çalışanlar kendilerini yeterince duyuramadıklarını, ifade edemediklerini düşünürken; fiziksel olarak iş yerinde bulunanlar ise herkesi kapsayan hibrit toplantılar yapma konusunda zorlanıyor.
Frost & Sullivan’ın araştırmasına göre, dünya genelinde hibrit toplantıların gerçekleştiği 90 milyon toplantı odasının sadece %7.8’inde gerekli video ve yazılım sistemi mevcut. Bu durum uzaktan katılanlar için toplantı deneyimini zayıflatan bir unsur. Kısacası burada gidilecek uzun bir yol var diyebiliriz.
Ofisleri artık sadece iş yerine fiziksel olarak gelen çalışanları düşünerek değil; uzaktan çalışanları da düşünerek tasarlamamız gerekiyor. Geçtiğimiz Haziran ayında Teams Rooms’a eklenen ön sıra özelliği, Surface Hub’a eklenen Teams deneyimi ve görsel iş birliğini mümkün kılan geliştirilmiş Microsoft Whiteboard özelliği ile hibrit toplantıların kapsayıcılığı artırıldı. Şimdi sırada Teams Rooms kapsamında akıllı kameralarla inovasyonu bir adım daha ileriye taşımak var.
Yapay zeka ile güçlendirilmiş hoparlör takibi: Odada kimin konuştuğunun daha iyi anlaşılması için kameraların zoom yapmasını ve mimikleri okumasını mümkün kılar.
Çoklu video yayını: Odadaki katılımcıların kendi bölmelerinde yer almalarını sağlar. İnsan tanıma: Kayıtlı kullanıcılarını tanır ve profil isimlerinin kendi bölmelerinde görünmesini sağlar.
Akıllı kameralar Teams’deki Dynamic View ile eşleştirildiğinde herkesin daha etkin şekilde varlığını gösterebildiği bir toplantı ortamı oluşuyor. Toplantıya yeni insanlar katıldıkça, Teams toplantı oda sının görünürlüğünü ve içeriğin anlaşılmasını sağlamak adına kendiliğinden belirli düzenlemeler yapıyor.
Müge Hanım’ a katkıları için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Hibrit çalışma modeli getirdiği kolaylıklar ve zorluklarla hayatımıza kalıcı değişimleri getirirken şirketlerin kültürel ve teknolojik altyapı yatırımlarını bu sistemin gereklerine göre yeniden yapılandırmaları önümüzdeki dönemde başarılarını etkileyecek kritik bir faktör olacağa benziyor.